Sezaryen Doğum

Normal vajinal yolla olması olanaksız veya anne açısından riskli durumlarda annenin karnında kesi yapılarak bebeğin doğurtulmasına sezaryen doğum denir. Sezaryen doğum sayesinde son yüzyıl içinde doğum sırasında veya hemen sonrasında görülen anne ve bebek ölümleri büyük oranda azalmıştır.

Bir söylentiye göre Roma İmparatoru Julius Sezar’ın doğumu böyle olmuştur ve “sezaryen” ismi buradan gelmektedir. Sezar böyle doğsaydı, o zamanki koşullara göre annesinin doğumdan sonra hemen ölmesi beklenirdi. Halbuki tarihi kayıtlara bakarsak Sezar’ın annesi çok uzun süre yaşamış, sonra eceliyle ölmüş. Tarihte böyle bir olay olmamışsa da bu söylenti bu doğum biçimine isim vermiş. Sezaryen ancak 20. yüzyılın başında uygun cerrahi yöntemlerin, anestezinin ve antibiyotiklerin kullanıma girmesiyle güvenli olarak yapılmaya başlanmıştır.

Sezaryen Neden Yapılır?

Bazı durumlarda gebelik takibi sırasında sezaryen yapılması gerekliliği doğum sancıları başlamadan kaçınılmaz olarak ortaya çıkar. Bu durumların bazıları şunlar; annenin kemik yapısının doğuma elverişsiz olması, plasentanın rahim ağzını tam veya yarım kapatması veya erken ayrılması, bebeğin yan duruşta olması, bebeğin yapısının iri olması, bebeklerin duruşu bozuk olan çoğul gebelikler veya günü geçmiş bebeklerde kalp atışlarının bozuk olması.

Bazen sancılar başladıktan sonra normal doğum takibi sırasında gelişen anne ve bebeğin sağlığı açısından riskli olan durumlar sezaryen olmasını gerektirebilir. Bu tip durumlara örnek olarak, doğumun ilerlememesi, bebek kalp atışlarının bozulması veya doğum sırasında beklenenden fazla kanama başlaması söylenebilir. Çok zor olacak gibi görünen bir normal doğum yerine sezaryenle doğum yapılması uygun olacaktır. Dünya ortalamasına göre normal doğum için başvuran gebe kadınların %20 kadarı sezaryen olmaktadır.

Ameliyat kararı alındıktan sonra anestezinin biçimine de karar vermek gerekir. Eskiden sezaryen sırasında ameliyatlarda genel anestezi uygulanıyordu. Son zamanlarda çoğu merkezde gebe kadının bilincinin açık olduğu fakat bel altı düzeyinde uyuşukluk yaratan spinal anestezi kullanılmaktadır. Spinal anestezinin genel anesteziye göre avantajları, anesteziden uyanma gibi bir durumun olmaması, bağırsak hareketlerinin duraklamaması veya solunum sisteminde sıkıntılı durumlar yaşanmamasıdır.

Sezaryen Nasıl Yapılır?

Sezaryen ameliyatına günümüzde genellikle karın cildinde sağ ve sol kasık arasında yan bir kesi yapılarak başlanır. Karın duvarını oluşturan kaslar da açıldıktan sonra rahim üzerinde yine alt düzeyde ve yan bir kesi yapılarak bebek çıkarılır. Plasentanın yani çocuğun anne ile bağlantısını sağlayan organın alınmasından sonra da kesilen bu dokular yeniden onarılır.

İyi bir hastanede, deneyimli kişilerce yapılması koşuluyla sezaryen ameliyatı diğer bir çok ameliyata göre daha basit olduğundan oldukça kısa sürecektir. Sezaryen sırasında özellikle spinal anestezi yapılması durumunda anneler çabucak günlük işlerine dönerler. Genellikle doğurgan dönemde yaşamlarının genç ve sağlıklı dönemlerinde olan kadınlar sezaryen olduğundan anesteziye ait bir terslik olma olasılığı azdır.

Sezaryenden Sonra

Sezaryen sırasında genel anestezi yapıldıysa, aksi bir durum olmadıkça ameliyat sonrası günde yumuşak gıdalar başlanır, ayağa kalkma sağlanır. İdrar yollarında sonda varsa çıkarılır. Daha sonraki günde de barsaklardan gaz çıkarması varsa normal fakat hazmı kolay gıdalara geçilebilir. Sezaryen sonrası anneler bir sorun yoksa genellikle ameliyattan sonra 2. ve 3. günler arasında eve gönderilebilir.

Sezaryen sırasında spinal anestezi yapıldıysa anne sezaryenden hemen sonra özellikle sıvı gıdalar almaya başlayabilir. Spinal anestezinin etkisinin geçmesi bacaklarda hareketlerin başlaması ile anlaşılır, bu durum genel olarak sezaryenden yaklaşık dört saat sonra olur. Bu durumda annenin kalkması ve en azında oda içinde yürüyüş yapması iyileşmesini çabuklaştırır. Spinal anestezi ile sezaryen olan kadınlar durum uygun olursa ameliyattan 36 saat sonra eve gidebilirler.

Evde gereğinden ağır işler yapılmamalı, en az altı ay zorlu eksersizden kaçınılmalıdır. Bunun nedeni rahim sarkmalarını ve yara yerinden fıtıkları önlemektir. Ameliyat sonrası günlerde yara yerinde önemli bir sorun yoksa ayakta duş alacak biçiminde banyo yapılabilir.

Sezaryenden sonra cinsel ilişki, kanama, akıntı veya idrar yanması gibi önemli bir yakınma yoksa, 40 gün tamamlandıktan sonra olabilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sezaryen doğumdan sonra en az beş yıl gebelik ve doğum önerilmemekte, bu yüzden yeni annelerin bu dönemde istenmeyen gebeliklerden korunması uygun olacaktır.Son

Bir Cevap Yazın