Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar

Kadınlarda veya erkeklerde erişkinlik döneminde cinsel ilişki başlamasıyla bazı iltihap hastalıkları ortaya çıkmaya başlar. Bu hastalıklar bazen ciddi sağlık sorunları yaratabilir veya tanısı zor olabilir.

Cinsel organlarda iltihap hastalığı yapan mikroplar diğerlerinden farklı özelliktedirler. Cinsel ilişki sonrası ortaya çıkan iltihap hastalıklarının tanısında ve tedavisinde de farklı yöntemler kullanılır. Cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıkların önlenmesi için öncelikle kişisel hijyen kurallarına dikkat etmek çok önemlidir.

Vajinitler (Vajinanın İltihapları)

Vajinanın çeşitli mikroplarla oluşan iltihapları cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıkların en sık görülen tipidir. Vajinada bir iltihabın varlığını farkedebilmek için normal durumun ne olduğunu da bilmek gerekir. Vajinadan kaynaklanan akıntı normalde etrafa fazla bulaşmamalı, beyaz veya şeffaf renkte olmalı ve kaşıntı yapmamalıdır. Fazla miktarda olan, beyaz fakat süt kesiği gibi, kahverengi veya yeşil-sarı renkli kaşıntı ve kızarıklık yapan akıntı vajinit belirtisi olabilir. Vajina iltihaplarında bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından muayene ve sonrasında gerekirse tetkikler yapılmasıyla neden olan mikrop tespit edilebilirse tedavi kolaylaşır.

Vajinada sıklıkla Candida denilen mantarlar, Trikomonas ve bazı bakteriler iltihap nedeni olabilir. Bu nedenle tedavi bu mikropların hangisi olduğuna karar verdikten sonra yapıldığında daha etkili olacaktır. Bu tip iltihaplarda genellikle antibiyotikler ve vajina içine konularak kullanılan fitiller (ovüller) kullanılır. Tedavi süresince cinsel ilişki yasağı ve partnerin ilaç kullanması gerekli olacaktır.

Bel Soğukluğu (Gonore)

Bel soğukluğu (Gonore) Neisseria gonorrheae adlı mikrop tarafından oluşturulan bir hastalıktır. Bu hastalık çok eskiden beri bilinir ve toplumda çok sık rastlanır. Bu mikrop banyo ve tuvalet gibi kirli yerlerden bulaşmaz, hastalığın başlaması genellikle cinsel ilişki yoluyla olur. Bu mikrobun vücut dışında yaşaması olanaksızdır, vücutta ise vajina, rahim ağzı ve kordonlarda, daha nadiren boğazlar ve anüste bulunabilir. 

Hastalık başlangıcı bazen sessiz seyreder, yani farkedilen fazla belirti yoktur. Belirtiler oluşursa, idrar yaparken yanma, sarı-yeşil akıntı, cinsel organlarda kızarıklık ve şişme görülebilir. Tedavi olmazsa bu hastalığı yapan mikroplar rahim içinde ilerleyerek yumurtalık iltihabına neden olabilirler. Böyle bir durum olursa kasık ve karın ağrısı, ateş ve cinsel ilişki sırasında şiddetli ağrılar oluşur.

Genital Siğil (Wart, Papilloma, Kondiloma Aküminata)

Genital Siğil (Wart, Papilloma, Kondiloma Aküminata)
Genital siğillerin görünümü
(Büyütmek için tıklayın)

Bu çok sayıda ismi olan hastalık Human Papilloma Virüsü (HPV) denilen mikropla oluşur. Bu mikrop yakın zamanda aşı üretilmeye başlamasıyla artık korkulacak bir hastalık olmaktan çıktı. Bu virüsün 150’den fazla tipi vardır, bunlardan düşük riskli olan bazı tipleri eller, ayaklar ve vücudun başka yerlerinde siğiller yapar ve cinsel ilişki yoluyla bulaşmaz. Cinsel ilişki yoluyla bulaşan diğer bazı tipleri bulaşma olduktan 1-3 ay sonrasında, dış cinsel organlar üzerinde karnabahara benzeyen ciltten kabarık siğiller yapar. Bu siğiller bazen çok yayılarak cinsel organların etrafını tamamen sarabilirler.Bu siğiller çok kaşıntılıdırlar, etraftaki cilt kızarık ve ağrılı olabilir. Bu hastalık benzer biçimde erkeklerde de penis ve makat etrafında görülebilir. Siğiller çok bulaşıcıdır, özellikle cinsel yönden aktif erkekler ve kadınlar aracılığıyla toplumda çok çabuk biçimde yayılabilir.

Bu hastalık gebe kadınlarda olursa doğum sırasında bebeğe bulaşabilir. Siğiller bulaşıcı olmalarının yanısıra düşük olasılıkla da olsa erkekte ve kadında cinsel organlarda kanser yapabilir. Bu nedenle siğiller hemen tedavi edilmelidirler. Tedavi için bu siğiller üzerine uygulanan ilaçlarla ve siğillerin küçük bir operasyonla alınmasıyla yapılabilir. Bunların yanında elektrikle yakma (elektrokoter) veya sıvı nitrojenle dondurma (kriyokoter) kullanılabilir. Siğiller uygun tedavi ile çabuk iyileşirler.

Herpes Virüsü

Herpes Simpleks virüsü (HSV) ile oluşan ve genital Herpes adı verilen bir hastalık oluşturur. Bu virüs erkek veya kadında, cinsel bölgelerde, ağızda, makatta ve parmaklarda hastalık yapabilir. Yakınmalar virüsün cinsel ilişki sonrasında vücuda girmesinden 1-26 gün sonrasında başlayabilir. Hastalığın olduğu bölgede ciltte içi sıvı dolu keseler görülür, daha sonra bunlar patlar ve yerlerinde delik gibi ağrılı yaralar kalır. Yaraların oluştuğu dönemde gribe benzeri yakınmalar yanında idrar yaparken yanma, bel ağrısı, lenf bezlerinde şişlikler ve ateş görülebilir. İlk yakınmalar bittikten sonra bu yaralar iyileşir ve virüs sinir sistemi içinde saklanmaya başlar. Bu hastalık vücut direncinin bozulduğu zamanlarda tekrarlayabilir.

AIDS (Kazanılmış Bağışıklık Eksikliği Sendromu)

AIDS (İngilizce Acquired Immun Deficiency Syndrome) dünyada ilk olarak 1981 yılında Africa kıtasında görüldü. Hastalığa neden olan HIV (İngilizce Human Immun Deficiency Virus) virüsü ise 1983 yılında öğrenildi. HIV vücuda girdiğinde ilk olarak kan dolaşımında bulunan T Hücresi denilen bağışıklık sisteminde çok önemli görev alan hücreleri yok eder. HIV insanlar arasında vücut sıvıları ile bulaşır. En sık bulaşma yolları, cinsel ilişki, virüs taşıyan kan verilmesi ve kirli enjektör kullanımıdır. Virüs bu veya benzer yollarla bulaştıktan sonra vücutta yarttığı bağışıklık yetmezliği nedeniyle fırsatçı iltihabi hastalıklara neden olur. HIV bulaşması durumunda tedavi çok zor olabileceğinden en önemli konu bulaşmanın engellenmesi için gerekli önlemlerin alınmasıdır. Bu nedenle şüpheli cinsel ilişkilerden kaçınılmalı, gerekli olduğu durumlarda tek kullanımlık enjektör kullanılmalı, kan ürünleri kullanımında da çok dikkat edilmelidir. Cinsel ilişki sırasında kondom (prezervatif) kullanımı da bulaşma riskini çok azaltacaktır.

Virüsün vücutta etkili olmasıyla öksürük, nefes darlığı, bayılmalar, dengesizlik, kafa karışıklığı, unutkanlık, ağır ve tedaviye yanıt vermeyem ishal, ateş, görme kaybı, bulantı ve kusma, karın ağrısı, kilo kaybı, aşırı halsizlik ve baş ağrıları ilk görülen belirtiler olabilir. Virüsün yarattığı bağışıklık yetmezliği sonucunda menenjit, parazit ve bütün vücutta ve kanda yaygın mantar hastalıkları gibi normalde görülmeyen durumlar oluşabilir. Bunların yanında bazı kanser türleri de AIDS hastalarında daha sık görülecektir. Hastalarda zaman içinde HIV nedeniyle oluşan hastalık yüzünden değil sonradan oluşan bu kanserler ve ağır iltihaplar nedeniyle ölüm görülebilir. Bu hastalığın tedavisinde virüsün çoğalmasını veya hücrelerin içine girmesini engelleyen ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar hastalık durumunu yok etmez bunun yerine virüsün zararsız durumda kalmasını sağlayacaktır.

Sifiliz (Firengi)

Sifiliz cinsel ilişki yoluyla bulaşan bir hastalıktır, nedeni ise Trepanoma pallidum adlı özel yapılı bir bakteridir. Bu hastalığın bulaşması sifiliz nedeniyle vücudunda veya cinsel organında yarası olan bir kişinin sağlam bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesiyle olur. Sifiliz sonrası oluşan yaralar yine mikropların ilk vucuda girdiği yerlerde yani cinsel organlar etrafında ve ilişkiden ortalama 20 gün sonra olacaktır. Yara bir veya birkaç sayıda, yuvarlak, küçük, sert ve ağrısızdır. Bu yara tedavi edilmezse 3-6 haftada kendi kendine iyileşir, fakat tedavi olmaması hastalığın ikinci dönemine girmesine neden olur. Hastalığın ikinci döneminde ciltte döküntüler oluşur. Döküntüler yanında ateş, lenf bezlerinde şişme, boğaz ağrısı, bölgesel olarak kıl dökülmeleri, başağrısı, kilo kaybı, kas ağrıları ve halsizlik vardır. Bu dönemde de uygun tedavi olmazsa hastalık üçüncü döneme girer.

Üçüncü dönemde hastalık bütün vücuda yayılarak iç organları hasara uğratmaya başlar. Bu son dönem belirtilerinin görülmesi ikinci dönemden yıllar sonra olabilir. Beyin, sinir sistemi, gözler, kalp, kan damarları, karaciğer, kemikler ve eklemler gibi organlar bu hastalıktan etkilenir. Böylece hareketlerde zorluk, felç, uyuşukluk, körlük ve unutkanlık görülecektir. Bu hastalık en sonunda gördüğünüz gibi yaşamsal önemi olan organları hasara uğratarak ölüme yolaçacaktır. Sifiliz tanısı tipik yaraların görülmesi, bu yaralardan alınan sürüntülerde mikroskopla mikrobun gözle görülmesi veya kan testleriyle konulur. Tanı konulduktan sonra özellikle erken dönemlerde kısa süreli antibiyotik kullanarak tedavi çok kolaydır. Sifiliz de bildirimi zorunlu hastalıktır ve tedavisi yasalarla belirlendiği biçimde yapılmalıdır. Hastalığın ilerlemiş dönemlerinde tedavi kolay olmayacaktır.

Kasık Biti

Kasık Biti
Kasık bitinin mikroskop ile görünümü (Büyütmek için tıklayın)

Kasık biti iltihabı, Phthirus pubis adlı bir parazit tarafından oluşturulan cinsel ilişki yoluyla bulaşabilen bir hastalıktır. Ayrıca kirli tuvalet ve banyolardan, çarşaflardan ve başkalarının iç çamaşırlarından bulaşabilir. Bu parazit özellikle cinsel organlar etrafındaki kıllarda sıkıca tutunur ve basit yıkama yöntemleriyle uzaklaşmaz. Parazitler ilk olarak şiddetli kaşıntıya neden olacaktır. Bu kaşıntı nedeniyle deride kızarıklık ve tahrişler görülebilir. Derideki bu zedelenme ikincil iltabi hastalıklara da neden olabilir. Bazen bu hastalık fazla yakınma nedeni olmaz ve böylece kişiler arasında bilinmeden yayılabilir. Bu hastalıkta tanı mikroskopla kıllar üzerinde yumurta halinde veya gelişmiş parazitlerin görülmesiyle konulabilir. Bazen de sadece yakınmalar veya derideki değişiklikler tanı için yeterli olabilir. Tedavi için banyo sırasında kullanılan doktorunuzun önereceği özel şampuanlar kullanılır. Tekrarlamaması için kişisel hijyene dikkat etmek ve şüpheli cinsel ilişkilerden uzak durmak gereklidir.

Uyuz (Skabies)

Uyuz (Skabies)
Deride uyuz (Büyütmek için tıklayın)

Uyuz, çıplak gözle görünemeyen parazitlerle oluşan cinsel ilişkiyle ve hasta kişilerin özel eşyalarıyla geçebilen bir deri hastalığıdır. Parazit deri üzerine geldiğinde deriyi delerek altına girer ve burada yaşamaya devam eder. Deride şiddetli kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık ve döküntüler yapar. Parazitin yaptığı zedelenme yüzünden deride ikincil iltihaplar oluşabilir. Tanı için deriden alınan kazıntılarda mikroskopla parazit veya yumurtası aranabilir. Bunun yanında deriye mürekkep döküldüğünde parazitin yarattığı kanallar ince çizgiler olarak görülecektir. Uyuz herkeste görülebilir, buna benzer yakınmalarınız varsa zaman kaybetmeden bir cildiye uzmanına muayene olmalısınız. Tedavi için bir cildiye uzmanının muayenesinden sonra önereceği kremler, losyonlar ve şampuanlar yanında parazitleri öldüren tabletler de kullanılabilir. Kaşıntıları azaltmak için allerji kremleri veya soğuk pansumanı işe yarayabilir. Hastalığın tekrarlamasını önlemek için kişisel hijyen kurallarına dikkat etmek ve kişisel eşyaları ve kıyafetleri yüksek ısıda yıkamak gereklidir.Son

Bir Cevap Yazın